Antalya haber... Ürünlü köyünde pekmez üretimi, üzümün bakımından hasadına, bekletilmesinden kaynatılmasına kadar titizlik gerektiren uzun bir yolculuk.
Pekmez üreticisi Mustafa Bozkurt, üzümün yetişme sürecinde periyodik ilaçlama yerine atalardan kalma kükürt ve bordo bulamacı kullandıklarını belirtiyor.
Üretimin en kritik aşaması ise şıranın kaynatılması. Üreticiler, diğer köylerde kullanılan ve sağlık açısından riskli olabilen toprağın aksine, hijyen kurallarına azami dikkat ederek kül kullanıyor.
Üretici Rahime Gümüş, bu tercihin nedenini şöyle açıklıyor:
Pekmez tavasında kaynatma aşamasının dahi 6-7 saat sürdüğünü belirten üretici Gümüş, köpüğün oluşmasının pekmezin hazır olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Bu yıl 500-600 kilogram üzümden ortalama 100 kilogram pekmez elde ettiklerini söyleyen Mustafa Bozkurt, profesyonel yapmadıkları için satış-pazarlama sorunu yaşamadıklarını, ürünün bir yıl önceden ayırtıldığını vurguladı.
Kansızlığa iyi gelen pekmezin, C vitaminiyle (örneğin portakal suyuyla) birlikte tüketilmesi gerektiğini belirterek, demir emiliminin bu sayede arttığını söyledi.
Ürünlü köyünün dimlit ve ak üzüm gibi yerli çeşitlerinin pekmezin lezzetini katladığını belirten Gümüş, pekmezin doğallığını arıların bile ürüne ilgi göstermesinden anladıklarını ifade etti.



"Biz burada özellikle tercih ettiğimiz pekmez külü olarak incir ağacının külünü kullanıyoruz... Meşe veya incir ağacının külünün tat yönünden daha lezzetli olduğunu büyüklerimizden öğrendik. Diğer köylerde maalesef toprakla yapılıyor. Toprak asbest içerdiği için kesinlikle önerilecek bir şey değil. Külle yapılması en sağlıklısı."
24 saati aşan zahmet 50 kiloluk kazanlarda üretiliyor
Pekmez üretimi, üzümün kesilip bekletilmesiyle başlayan ve yaklaşık 24 saati aşan bir süreci kapsıyor. Üreticiler, şarahmana adı verilen teknelerde, hijyenik çizmelerle üzümleri çiğneyerek şırayı çıkarıyor.


"Kesinlikle baldan önce pekmezi öneriyoruz"
Yıllarca beslenme eğitimi verdiğini belirten Rahime Gümüş, pekmezin sağlık açısından önemine de değindi.


