Günlerdir televizyonlara gazetelere haber oluyor bu mevzu. Bana bazı rakamlar uçuk geldiği için kendi bakış açımla mevzuya ben de dahil olmak istedim. Önce Antalya Valisi Ersin Yazıcı'ya sordum bu konuyu. Çünkü en doğru bilgi ve rakamlar vali beyin elindedir diye.  Vali bey hiç o topa girmek istemedi ve yılbaşından bu yana gelen turist rakamlarını verdi. Antalya 16 milyon rekorunu 2019'da kırılmıştı. Ocak ayından bugüne 8,5 milyonu aştığımıza göre bu sene 2019 rekorunu da kıracağımızı kentin valisi söylüyor. Temennimiz 20 milyonu aşmaktır. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu'nun bir televizyon kanalına verdiği mülakatı izledim. Benzer bir açıklamayı Hürriyet Gazetesi'nden Salim Uzun'a da yapmış. Kaan bey açıklamalarında; 'Antalya'ya tatile gelen turistler kiralık evlere yöneldiği için oteller olarak istediğimiz doluluk oranını yakalayamadık. 2019 yılına göre rakamlar %23 arttı ancak Antalya'ya gelen turistin %19'u uçaktan indiği gibi Airbnb uygulaması üzerinden satın aldıkları evlere gidiyor' diyor. Kaan bey küçük bir ayrıntıyı atlıyor kanaatindeyim. 2019 yılında Antalya'ya gelen turist sayısına göre 2023'u kıyaslarken artan yatak kapasitesini de hesaba katmamız gerekmez mi? Sizin hesaba göre sezon başından bu yana Antalya'ya 8,5 milyon misafir gelmiş bunun  1 milyon 600 bine  yakını oteller yerine tatil amaçlı kiraladıkları evlere gitmiş. Peki nerede bu turist? Neredeyse yerleşik nüfusa eş değer bir rakamdan söz ediyoruz. Eğer öyle olsa bunun kesinlikle çarşı pazar bir yansıması olmaz mı? Turizmcilerin bu sezon iddiaları bununla da sınırlı değil. Mübarek ağzı olan konuşuyor. Neymiş efendim bir önceki yıl bilekliklerini evine götürenler bu sene kiraladıkları evden bileklikleri ile otellere gidip yiyip içip akşam evlerine geri dönüyorlarmış. Biz bir otelin genel müdürünü veya sahibini tanıdığımız halde ziyarete gittiğimizde 50 tane sorgu ve güvenlikten geçerken otelde konaklamayan bir misafirin koluna taktığı eski bir bileklikle elini kolunu sallayarak üstelik her gün o güvenlikçilerin gözlerinin içine baka baka gidip oteldeki imkanlardan akşama kadar faydalanıyorsa da bu işte bir anormallik var demektir. Hatta bu durum otellerin ne kadar güvenli olup olmadığını da tartışılır hale getirir. Bir yabancı fenomenin otelde müşteri olarak kalan misafirine edindiği bir bileklik ile günübirlik ziyarete gitmiş ve bu münferit durumu abartarak yayınlamış olmasını da sanki her otelde benzer durum yaşanıyormuş gibi köpürtüp durmak turizme fayda sağlamaz. 2022 yılı Türkiye istatistik kurumu rakamlarına baktığımızda Antalya'da 130 ülkeden 21 bin civarında sigortalı yabancı, ayrıca 50 bini Rus vatandaşı olmak üzere 180 bin yabancının ikamet izni aldığını biliyoruz. Hal böyle olunca Antalya'dan ev alan bir yabancının kendisi oturmadığı zamanlarda evini kiraya vermesi elbette mümkün, yine Airbnb üzerinden günübirlik her ülke de olduğu gibi sadece yabancılar değil yerli halk da ikinci bir evi varsa kiraya verdiğini biliyoruz ancak söylendiği gibi bu rakamlar milyonları aştığını söylemek bana pek gerçekçi gelmiyor. Tıpkı ülkemizde bir dönem UBER ile yerel taksicilerin yaşadığı olaylar gibi ileride Airbnb konusu sıkıntı yaratacağa benziyor. Aslında Airbnb platformu bir tatil uygulaması değildir. Bu uygulamayı kullananlar da bunu bilir. Airbnb üzerinden kısa süreli kiralama işleminin bir kaç yıldır Antalya'da yapıldığını biz biliyoruz da ilgililer mi bilmiyor. Biliyorsa şimdiye kadar neden gereği yapılmamış.  Aslında Vali bey 'şikayet olursa gereğini yapıyoruz, denetleme de yapıyoruz' diyor. Peki sorun nerede? Antalya'ya gelen turist sayısı belli otellere yerleşen her turisti ilgili kolluk kuvvetlerine tesis sahipleri bildirmek zorunda.  O halde rakamsal konuşmak bu kadar zor mu? Antalya'ya gelen turist sayısıyla otelde kalan turist sayısını karşılaştırın ortaya çıkan fark evlerde kalıyor demektir. Geçtiğimiz günlerde bu konuda turizmci Hüseyin Baraner MYGazete.com' a bu konuyla ilgili karşılaştırmalı çok güzel bir yazı kaleme aldı. Okumak isterseniz eğer linki tıklayabilirsiniz. Airbnb üzerinden evlerde kalan yerli veya yabancı her kim olursa olsun denetlenmesi tıpkı otelciler gibi vergiye tabi olması evlerde konaklayan kişilerin de mutlaka kolluk kuvvetlerine bildirilmesi hem finansal açıdan hem de Antalya'nın güvenliği açısından önemlidir. Bu konuda sizlerle hemfikiriz. Eğer bu konuda ipin ucu kaçarsa başka bir tehlikeye dikkat çekmek istiyorum. Antalya'da bir yabancının satın aldığı bir evi kaçak olarak kendisi  olmadığı zamanlar komşusuna veya ilan yoluyla ticari amaçla bir başkasına kiralaması sadece mali ve güvenlik açısından değil, yanıltıcı reklam ve tatilci memnuniyeti açısından da evlerde kırılmalar olacağını düşünüyorum ve bu konun Airbnb konusundan çok daha önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu evlerde tatil amaçlı kalan yabancıların sayısı söylendiği gibi milyonları aşmadıysa bile böyle giderse gelecekte aşacak demektir. Otel fiyatları bu seviyede kaldığı sürece dar gelirli yerli ve yabancı misafirler ucuz tatil yapabilmek için her yolu deneyecektir. O halde bu işin kuralını koymak için geç kalmadık mı? Yoksa  sana ne kardeşim mal benim mülk benim istediğim gibi kiralarım mı diyeceğiz. Geçmişte buna benzer mevzuların acı tecrübelerini yaşamadık mı? Kaçak acentelerin dolandırdığı tatilcileri, deniz kıyısında olmadığı halde tesisini deniz kıyısında gösteren, her şey dahil konaklama ilanı verip misafirin önüne zeytin peynir koyan  yanıltıcı ilanlarla yaşanan hayal kırıklığı ve mağduriyetlerin yaşandığı dönemleri  ne çabuk unuttuk. Mevzuya sadece otelcilerin müşteri ve gelir kaybı olarak bakarsak esas sorunun özünden uzaklaşmış oluruz. Haberlerimizi InstagramFacebookTwitterTelegram hesaplarımızdan ve YouTube kanalımızdan takip edebilirsiniz.