Antalya Haber... Merkez ve Manavgatlı bal üreticileri, sonbahar hasadının ardından kovanlarını Akseki'nin dünyaca ünlü Çimi Yaylası, Göktepe, Alacabel, Bademli ve Yarpuz yaylalarına taşıyor. Bu zorlu ve meşakkatli sürecin ardından elde edilecek lezzetli ballar, ağustos ayının sonunda yapılacak hasatla tüketicilerin beğenisine sunulacak. Özellikle bahar aylarında yağan bol yağmurlar sayesinde bitki örtüsünün zenginleştiği yaylalarda, üreticiler bu yılki bal veriminin son iki yıla göre çok daha iyi olacağını öngörüyor.
Yarım asırlık geleneğin temsilcisi
Antalya'nın Akseki ilçesinde tam 50 yıldır arıcılık yapan, üçüncü kuşak arıcı Ahmet Arıcı, dedesinden kalma 80 yıllık kara kovanlarını her yıl olduğu gibi bin 960 metre yükseklikteki meşhur Çimi Yaylası'na çıkardığını söyledi. Ahmet Arıcı, "Kara kovan balı çok kıymetlidir. Doğaldır. Üretilen kara kovan balı için siparişler yaylaya çıkmadan önce alınıyor. Yıl boyunca ise en fazla 4 kilogram üretilebiliyor" diyerek bu özel balın değerini vurguladı.
Bir miras yok oluyor mu?
Ahmet Arıcı, atalarından miras kalan kara kovanların ne kadar değerli olduğunu belirtirken, fenni arıcılığın yaygınlaşmasıyla yöresel bir kültür olan kara kovan bal üretim geleneğinin de yok olmaya başladığına dikkat çekti. "Babam ve dedelerimiz hayatlarını arıcılık yaparak geçirdiler. Bizim çocukluğumuzda 200'den fazla kara kovanları vardı. Kara kovanlar bize atalarımızdan kalan bir yadigardır.
Kendim hobi olarak yapmama rağmen 200 civarında kovanım var. Bu kovanlardan 80 tanesi dedemden kalan kara kovanlardır. Eskiden Çimi Yaylası'na binlerce kara kovan konurdu. Kara kovan sayısı giderek azalıyor. Yeni nesil fenni arıcılığa yöneldi" sözleriyle geçmişle günümüz arasındaki farkı gözler önüne serdi.
Çimi Yaylası'nın sırrı
Ahmet Arıcı, Çimi Yaylası'nın eşsiz doğasına da vurgu yaptı. Yaylada yapılan araştırmalarda yaklaşık 2 bine yakın çiçek türü olduğunun altını çizen Arıcı, "Biz buraya ilkbaharda çıktığımızda rengarenk çiçekler doğayı süslemektedir. Burası yaklaşık 2 bin metre rakımlıdır. Buranın her tarafı doğaldır. Burada ekili alan yoktur. En yakın ekili alan 17 kilometre Akseki bölgesindedir. Her yerde doğal organik bal satılıyor ama burada ekim dikim yapılan bir yer olmadığından tamamen her şey doğal ve organiktir. İnsanlar bu bilinçle burada organik bal üretmektedir. Balın her türlü derde dermandır. Bal şifadır. Sağlık için üretilmektedir. Biz o niyetle arıcılık yapıyoruz. Bal alan vatandaşlar çok güvendiği insanlardan bal almalıdır. Dünyada en güzel besin budur" şeklinde konuştu.
Arıcı, kara kovan balını ise detaylıca tarif etti: "Top kovanın içinde hazne dediğimiz bölüm vardır. Önüne 7 tane petek koyuyoruz. O kışın kendisine kalıyor. Arı onu kışın yedikten sonra arı kendi doğal ürününü arkaya doğru yapmaya çalışır. Yalnız belirli bir zamana kadar içinde yavru yapar. O yavrunun içinde kabuk bırakıyor. Sır dediğimiz olay odur. Esas orijinal olan bu baldır. Yılda 2 veya 3 kilogram, en fazla 4 kilogram kadar bal oluyor. Gerçek bal dediğimiz budur. Şifadır. Bunların dışını özel çamurla sıvarız. Bakımı oldukça zordur. Her şey doğaldır. İçindeki petekler her şey doğadan gelen ürünlerle yapılmıştır." Çimi Yaylası balının özelliğinin ise şalba otu, sütleğen ve geven bitkisinin birleşiminden kaynaklandığını ekledi.
"Beklentimiz Geçtiğimiz Yıllara Göre Yüksek"
75 yaşındaki bir diğer arıcı Hasan Arıcı da, arıcılığın dedelerinden kalma bir meslek olduğunu ve üçüncü kuşak arıcı olduğunu belirtti. Geçmiş yıllara göre bu yılki beklentilerinin çok daha iyi olduğunu anlatan Arıcı, "Son iki yıldır mevsimlerden dolayı bal alamadık. Arıcılığı çocukluk yıllarımda öğrendim. 20 kovan arım var. Elde ettiğim balın ihtiyacım kadar olanı alıp, fazlasını ise satıyorum. Bizim Çimi Yaylası'nın balı hiçbir zaman pazara çıkmaz. Her zaman siparişi kovandan çıkmadan alıyoruz. Burası bin 750 rakımındadır. Çimi Yaylası'nda bitki örtüsü oldukça fazladır. Sütleğen, keven, şalba gibi çok önemli bitkiler var. Yüksek kesimlerde binlerce bitki türü var. Saha çok geniş" ifadelerini kullandı.
Arı kovanlarını her yıl olduğu gibi 1970 rakımlı Çimi Yaylası'na aynı noktaya koyduklarını belirten Arıcı, "Mayıs sonu gibi arılarımızı yayladaki yerlerine getirdik. Bahar yağmurları oldukça iyi geçti. Doğada bitkiler canlı. Çiçeklerin biri geçerken, bir diğeri açıyor. Geçen son iki yıla göre bu yıl beklentimiz çok fazla. İnşallah hava şartlarında bir aksilik olmazsa iyi bal alacağız" diyerek bu yılki hasat için duydukları heyecanı dile getirdi.
