Jinekolojik Onkoloji uzmanı Op. Dr. Yakup Yalçın HPV virüsü hakkında merak edilen soruları yanıtladı. İşte HPV virüsü hakkında her şey...
HPV nedir?
HPV , ‘Human Papilloma Virüs’ denen bir virüsün kısa adıdır.
Cinsel yolla en sık bulaşan hastalıktır. 200’den fazla farklı tipi olduğu bilinmektedir. Başta genital bölge olmak üzere vücudun değişik yerlerinde siğil (kondilom), hücre çoğalması ve kansere neden olabildiği düşünülmektedir. Amerika’da en sık cinsel yolla bulaşan hastalık olup, yılda 6 milyon kişinin bu virüs ile enfekte olduğu bildirilmiştir. Son yıllarda ülkemizde de HPV’nin yol açtığı hastalıklarda artış olduğu gözlemlenmektedir.
HPV görülme sıklığını sessiz enfeksiyonların ve siğili olmayan taşıyıcılardan dolayı net olarak belirtmek zordur.
Erken yaşta başlayan cinsel aktivite ve çok eşlilikle birlikte görülme sıklığı artmaktadır. HPV iletemassonrasısiğillerortalama 3 ay içerisindeortayaçıkar. Ancakvirüsünkuluçka süresi 2 hafta ile 2 yıl arasında değiştiği için siğiller herhangi bir zamanda da çıkabilir veya tekrarlayabilir.
Virüs nasıl bulaşır?
HPV çoğunlukla cinsel yolla bulaşır. Ciltte gördüğümüz siğillere yol açan tipler kontamine yüzeylerden veya eşyalar aracılığıyla bulaşabilir.
Ancak rahim ağzı lezyonlarına veya rahim ağzı kanserine yol açan tiplerin büyük çoğunluğu cinsel yolla bulaşmaktadır. Hastalık çoğunlukla cinsel temasla bulaştığından çok eşlilik önemli bir risk faktörüdür. Partner sayısı arttıkça da risk artmaktadır. Kondom-prezervatif genital bölgeyi tamamen sarmadığı-örtmediği için mutlak bir koruma sağlamaz.
Genital bölgesinde HPV tespit edilenlerin partnerleri de bu konuda uyarılmalı, bilgilendirilmeli ve mutlaka ürolog veya jinekoloğa muayene olmalıdır. HPV sadece siğile değil kansere de sebep olabilir. Erkeklerde penis kanserlerin ise yüzde 50’ye yakınının HPV ile ilişkisi gösterilmiştir.
Şimdiye kadar rahim ağzı (serviks) kanseri ile ilişkisinden dolayı kadınlarda daha çok önemsenirken, son 20 yıldır erkeklerde de sıklığındaki artış ve olası sonuçları nedeniyle ciddi yaklaşılan bir hastalık haline gelmiştir.
HPV nasıl tedavi edilir?
HPV’nin en sık görülme yaşı 20-25 yaş civarıdır. Bir kadının yaşam boyu HPV ile enfekte olma oranı ise %70-80 civarındadır.
HPV teşhisi konulan hastalar öncelikle sakin olmalıdır ve bunun kesinlikle kanser anlamına gelmediğini bilmelidir. Eğer tespit edilen HPV tipi yüksek riskli ise kolposkopi dediğimiz kamera sistemi olan bir mikroskopla rahim ağzını incelemek gereklidir. Rahim ağzında gördüğümüz lezyon yüksek dereceli ise biyopsi alınır ve patolojik incelemesi yapılır. HPV virüsünü tedavi edici bir ilaç yok. Önemli olan HPV’nin oluşturduğu hastalıkları tedavi etmektir.
İmmün sistemimizin güçlü olması bu virüsü yok etmede önemlidir. Sigara içmek, virüsün vücuttaki kalıcılığını arttıran olumsuz bir risk faktörüdür.
Bundan dolayı sigara içmeyi bırakmak HPV’nin gerileme sürecini hızlandırır. HPV enfeksiyonlarının yüzde 70’i ilk 1 yıl içerisinde, yüzde 90’ı ise 2 yıl içerisinde kendiliğinden tamamen temizlenir. Geriye kalan yüzde 10’luk bölümde ise hastalık devam eder. Bu gruptaki hastalar kanser gelişimi açısından riskli gruptur. HPV’nin kansere yol açma riski yüzde 1 civarındadır.
HPV virüsünün kanser oluşturma süreci ise yaklaşık 10-15 yıldır.
HPV aşısının etkinliği nedir?
HPV DNA aşıları Quadrivalan (dörtlü aşı: 6, 11, 16 ve 18 tipler) ve Bivalan (ikili aşı: 16 ve 18) olmaküzere 2 çeşit olarak bulunmaktadır.
Bu iki aşı için ideal aşılama yaşı,kız ve erkek çocukları için 11-12 yaştır. 11-12 yaşında aşılanmamış kişileriçin 26 yaşına kadar ‘catch-up’ aşılama yapılabilir.
Ayrıca 45 yaşa kadar kadınlarda yapıldığında aynı etkinin var olduğu gösterilmiştir. Ülkemizde her iki aşı için Sağlık Bakanlığı’nın onayı vardır. Bu aşıların HPV 16 ve 18’e bağlı prekanserözlezyonlara karşı koruyuculuğu yüzde 97-100, siğillere karşı etkinliği ise yüzde 99 olarak saptanmıştır. Her iki aşının da etkili olabilmesi için üç doz olarak kas içerisine (kol veya kalçadan) yapılması gereklidir. Dörtlü aşı, ilk doz yapıldıktan sonraki 2. ve 6. aylarda tekrarlanmalıdır. İkili aşı ise ilk dozdan sonraki 1. ve 6. aylarda tekrarlanmalıdır.
Gebelerde aşılama programına başlanmamalıdır. İlk doz yapıldıktan sonra gebe kalındıysa gebelik sonrası sıfırdan başlanmalıdır. İki doz yapıldıktan sonra gebelik söz konusu ise üçüncü doz emzirme döneminde doğumdan sonraki 6. haftadan itibaren güvenle yapılabilir. Gebe olduğu bilinmeden aşı yapılmış ise gebeliğin sonlandırılmasına gerek yoktur; doğumsal özür artışı gösterilmemiştir.